Bu gece ilk defa myspace adreslerinde
www.myspace.com/sagopakajmer
www.myspace.com/kolerap
Popun Kralı Aramızdan Ayrıldı !
Çocukluğumuzdan bu yana gerek müzikal yaşantımızı gerek dans ettiğimiz zamanlarda o harika hareketleri etkileyen en büyük sanatçıyı kaybettik.Rap in ve break dance in de önünü açan çikolata renkli sanatçı Jacko aramızdan ayrıldı.Biz onu çok seviyoruz ve bütün şarkılarını ezbere biliyoruz abisi Jermaine Jackson dünkü basın açıklamasın da islamı kabul edenlerin söylediği üzere God değil de Allah hepimizi korusun dedi.Zaten aylarca Jackson’ın Bahreyn’de kralın yanında sarayda misafir edildiğini biliyoruz ve adını Mikail olarak değiştirdiği Amerika’nın büyük gazetelerinde çıkmıştı.Bu çok büyük bir ibret bizler için.Michael Jackson asla herhangi bir sanatçı değildi medyanın üzerine oynadığı gibi bir çocuk tacizcisi değildi.Bodyguardı ile yaptığımız konuşmada Michael’in kulisinde bir oksijen çadırı olduğunu ve içinde oyuncak bebekler bulunduğunu öğrendik bunu bizimle yaptığı röportajda dile getirdi.Çocukluğunu yaşayamadığı için oyuncakları ve çocukları seviyordu bu nedenle dışarıda rahat edemediği için evinin yanına çok sevdiği Disneyland’i yaptırdı ve adını Neverland koydu.Kısacası Michael Jackson bizleri derinden etkileyen biriydi.Hala da öyle ve yıllarca da çok değerli kalacak bizim gibi birçok genç onun müzikleriyle şekillenecek ve bir çok dansçı onun hareketlerini şekillendirecek.
Huzur içinde yatsın.
Sagopa&Kolera
İşte ben bu 2 çocuğun evladıyım...Annem resimde çok üzgün çünkü o sıra Nursel teyzem gitmiş o da arkasından çok üzülmüş...elbisesinde kirazları da var canım benim...
Babamsa çok mutlu çünkü yüzüyor hem de şambryelle:)büyüyünce de bahriyeli oluyor denizaltı ve gemi maceraları hiç bitmez karadenizin dalgası kusan tayfa taze balık tutup yemeler falan...komutan bir tokat atar kepin 360 derece döner...
Ve sonra abim dünyaya geldi babam hep aynı şeyi anlatır o gece çok güzel bir ay vardı seni tutup havaya kaldırdım Ey Allah'ım sen bana bir oğlan verdin Elhamdülillah la başlayan bir dizi şükür ve temenni..1 sene sonra ben geldim annem hep kucağımda seni ayağımda abini sallardım elim ayağım karışırdı der...Allah razı olsun cümle anne ve babalardan çok emekleri var üzerimizde...Neyse aşağıdaki fotoğrafı babam cüzdanına koyar ve sevinçle arkadaşına gösterir işte kızım diye adam da hmm bu mu kızın çok çirkinmiş der babam çok bozulmuş hala aklında olduğuna göre...
sonra biraz büyüdüm suyu çok seviyordum hep denizle dalgayla kumla oynamak istiyordum
bu o günlerden kalan en sevdiğim miniklik resmim...
Annem dişlerimi fırçalamayı öğretti pirinç kadar dişlerimi 7 /24 fırçalıyordum...
Biraz oyuncaklarımla oynuyordum yanaklarım yüzüme ağır geliyor muydu acaba?ı ıhh sütü hiç sevmiyordum...biberonda açık çay içiyordum...
Uslu uslu takılıyordum annemi söyletmezdim onun demek istediğini kaşından gözünden anlardım o gözlerini iyice açtı mı yanlış bir şey yapmak üzere olduğumu anlardım.Bir kere o uyurken abimle dolaptan reçelleri salona taşıyıp tüm halıya dökmüşüz sonra da dışarının karla kaplı olduğunu görmüşüz abim eldivenlerimi bulamamış eldiveninin tekini kendi giymiş tekini de bana giydirmiş ev ayakkabılarımızla kartopu oynamaya çıkmışız annem uyanmış camdan dışarı bakmış heryer kar 2 tane minicik çocuk oynuyor...ne sorumsuz aileler var bu havada 2 minicik çocuğu salmışlar tek başlarına demiş,sonra abim eseen eseeen diye bana seslenince o 2 çocuğun kendi çocukları olduğunu anlamış...yani ben abime uymuşum aslında eldivenlerimi bile o giydirdiğine göre...
Sonra abim sünnet oldu ben de ilk defa gelinlik giydim bütün akşam dans etmiştim...fonda misket...
Sonra ilkokula başladım o zaman önlükler siyahtı en iyi arkadaşlarım Naciye ve İpekti... yanımdaki İpek saçımı başımı dağıtmışım çünkü saçlarım toplanacak kadar uzun değil sürekli tokadan firar ediyorlar ve ben uzamalarını diliyorum...
Sonra İpek le baleye başladık hocamızın adı Gamzeydi çok alımlı ve zarif bir kadındı...O nu o kadar çok seviyordum ki 2 de bir bantım düştü takarmısınız diye yanına gidiyordum:) belki anlıyordu onu sevdiğim için bunu yaptığımı her seferinde gülümseyerek bantımı takıyordu en ufakları bizdik o nedenle hareketleri daha iyi yapıyorduk sahneye bizi çıkartıyor bizim üzerimizde hareketleri gösteriyordu biz de belki ilk defa gurur denen şeyi yaşıyorduk,her sene 1 tiyatro ekibi geliyordu 5 lira veriyorduk abaramuyu söylüyorlardı,her sene aynı şarkı her sene arap bacı...
Ve yıl sonu geldi ben tütü giyemedim diye çok üzüldüm 2 gruba ayrılmıştık bebekli oyunu oynayacak grup tütü giydi arkadaşlarım ebru ve ipek tütü giydi ama ben giyemedim onlara gittiğimde askılarında asılı tütülerine bakıyordum ben niye çinli oluyorum yaaa diye üzülüyordum hocama gidip ben tütü giymek istiyorum dedim çok üzülmüştüm o da bana dedi ki o bebekli oyun bebekler için çok basit bir oyun ben seni büyüklerin yanına alıyorum çinli olacaksın daha zor hareketler yapacaksın ben de hemen kandım tabi,gösteri günü geldi çattı o akşam çok heyecanlandım annemin arkadaşı saçıma sıkı bir topuz yaptı salona gittik orada da bana çinli makyajı yaptılar sonra abimin yanına gittim yanımdan ayrıldı yine gittim yanına bu sefer annemin yanına kaçtı anneme yaa anne bu kız kim hep beni takip ediyor yaa dedi:))) annem çok güldü ve o esen dedi abim bana sarıldı çok güzel olmuşsun dedi,sıram yaklaştı bizi sahne arkasına aldılar ilk defa bir sürü insan karşısında birşey yapacaktım oysa ben tahtaya kalktığımda sırada oturan arkadaşlarımın yüzüne bile bakamayan bir insandım ve oyun başladı herşey çok güzel gidiyordu tüm koreografiyi hatırlıyor ve uyguluyordum derken çinli şapkam düştü çok panik oldum sonra hocanın dediği aklıma geldi şapkanız düşerse ya da pisipisiniz ayağınızdan fırlarsa oyuna devam edin,devam ettim 2.sene hocamız hamile kaldı ve o sene başka hoca geldi,ben zaten baleye o kadını sevdiğim için gidiyordum,daha da gitmedim...
Ve birgün birdenbire önlükler mavi oldu...çok istemiştim ve bana çocuk diş macunu almışlardı hepsini aynı gün çokokrem gibi yedim...hep rüyamda uçtuğumu görürdüm,yada evi su basmış heryer tavana kadar su ve içinde rengarenk balıklar...bazı odalarda su yok orayı nefes almak için kullanıyorum biraz nefes alıyorum tekrar balıkların yanına dönüyorum onlarla yüzüyorum...en çok da uçuyorum,bir gün herkese uçtuğumu göstereceğim daha çok çalışmalıyım diyorum ve uçuş denemeleri yapıyorum gözlerimi sımsıkı kapayınca uçabiliyorum , birgün tüm aile bireyleri gelmiş annem babam dedem babaannem diyorum ki bekleyin şimdi size uçtuğumu göstereceğim onlarda bana uçamazsın diyor ben de daha önce çok uçtuğumu bugün onları bir araya toplamamın nedeninin bunu göstermek olduğunu söylüyorum....eh hadi uç bari diyorlar gözlerimi sıkıyorum sıkıyorum...uçamıyorum...önlükler birdenbire mavi oluyor annem bana el sallıyor...
İlkokul 4'e giderken birgün sahilde yürüyüşe çıkmıştık herkesin köpeği vardı herkes köpeğini gezdiriyordu ben de sürekli babamdan köpek istiyordum ama o hiç almıyordu nihayet o gün sahildeki kaldırıma oturup ağladım ağladım ağladım...babam hiç oralı olmadı dedim ki ya köpek alıp getirirsiniz ya da burdan kalkmayacağım:)
babam da dedi ki tamam kalk sınıfını geçersen alacağım söz.Gözlerim parladı peki tamam deyip hemen kalkıverdim 4.sınıf bitti karnemi getirdim hadi köpek almaya dedim babam da hiçbir şeyi unutmuyorsun dedi ve beni salladı ben yine ağladım.
Birgün arabayı kenara çekti annemle çıktılar çocuklar siz oturun geliyoruz dediler bizde abimle oturduk bir süre sonra annem avuç içi kadar bir yavruyla geldi sevinçten çığlıklar atmaya başladım kutuyu abimle ortamıza koydular hemen işeyiverdi yolda gidene kadar ona isim düşündük babam ceni olsun dedi jenny den ceni tamam dedik o en minik hallerinin fotosu yok ama ceni buydu:
Aradan 13 yıl geçti ve Ceni yaşlandı öldüğü günün gecesi başında bekledim sabaha kadar finale çalışmıştım eğer bir ihtiyacı olursa onu oraya taşıyordum çünkü yürüyemiyordu:(
Ceni sabah öldü hepimiz çok üzüldük onu babamın işyerinin bahçesine gömdüler duvarada ceni yazdılar.Hepimiz tahminimizden fazla sarsıldık 13 sene boyunca bizimle yaşadı hayvan da olsa insan çok etkileniyor ve sevdiği bir insanı kaybetmiş gibi oluyor.neyse durumdan en çok annem etkilendi ve baktı babam annem çok üzülüyor bir gün elinde bir yavruyla geldi.Gözleri kapalı kucaktan kucağa geziyor ama uyanmıyor dedik hasta mı acaba? annem biraz mama koydu tabağı burnuna uzattı,aniden uyandı ve bütün mamayı bitirdi bir daha koyduk yine bitirdi anne daha getir dedim annem çatlayacak hayvan bu kadarı zarar artık dedi ve adını yine annemle babam koydu liza
bu da onun 2 tabak mamadan sonra patlamak üzere olan göbeği
ve sonra tekrar uykusu gelmeye başladı...
Derken Liza da büyüdü ve bir gece 3 sevimli yavrusu oldu...
Liza çok triplere girdi sanki biz onun yavrularını alıp kaçacaktık onları sürekli saklamak istiyordu,bakışları çok tedirgindi...
Ve 3üzler aynı sepette büyüdü...
karamel betty sherry yine isimlerini ben koymamıştım...
en şımarık ve açgözlüsü bu oldu yine de kardeşlerini çok seviyor küçükken meme paylaşmazdı ama şimdi mama paylaşmayı biliyor...
kara suratlı olan erkekti ailem onu verdi,2 dişi anlaşıyor ama erkek olanla anlaşamıyorlar,annem onu verdikten 1 gün sonra onu görmeye gitti anneme hiç pas vermemiş çok kötü küsmüş...
Şimdi Betty ve Sherry büyümeye devam ediyor,betty sherry e yan gözle bakıyor çünkü her an ona sataşabilir...
Lizayı aldıktan 1 yıl kadar sonra abim bull terrier almak istedi hepimiz karşı çıktık.Onu nasıl zaptederiz öyle psikopat hayvan istemiyoruz dedik,abim ısrar etti,yine babacığım sağolsun aramaya başladı ama o kadar idealist arıyor ki illa da korsan olsun kendi bembeyaz olsun tek gözü lekeli olsun illa da korsan olsun orijinal olsun derken 3 ay sonra noktayı koydu Bulgaristan dan 1 tane bull terrier yavrusu getirtti.
Aman Allah'ım! o da ne? küçük bir domuzcuk kulakları tavşan kendi domuz sevimsiz mi sevimsiz,ne güler ne oynar duvar gibi oturur pis pis bakar adını söylersin gelmez yan gözle bakar falan annemle hergün ne yapacağız bununla stresi...bir kaos ortamı.İlk günden kanayan ellerim,jilet gibi dişler...bu büyüyünce ne yapacağız düşüncesi..
Abim adını 13.gün cumanın jason ından hareketle Jason koydu...Viledanın ucuna dişlerini kitler sopayı kaldırırsın ayakları yerden kesilir yine bırakmaz,yumruk falan atıyor baya boxör gibi birşey..Velhasıl kelam abim askere gitti annem aylar boyunca Jason ı büyüttü ve onu psikopat kimliğinden sıyırdı.Abim geldi jason yerine diyor jason ın hiç umrunda değil...annem gel jason diyor Jason annemin peşine...
tabi abim bir iki gün içinde kime itaat etmesi gerektiğini jasona hatırlattı...
Jason şuan gergedan gibi babam ona jumanji diyor:)özellikle arkadan tam bir gergedan...Tam bir obsesif kuyruğuna bir kere vuruyorsun o 10 dakika kuyruğunu yakalamak için olduğu yerde topaç gibi dönüp duruyor...
Max i de unutmamak lazım bu yavrucağız babamın iş yerinde takılırdı,adını abim koymuştu,çok psikopattı,binanın önünden biri geçerse sırtındaki tüm tüyleri dikip oradan oraya koşar havlardı,birgün havlamaktan sıkıldı...
babam işe gittiğinde bahçede voleybol oynayan çocuklar varmış o da onların yanında takılıyormuş bütün çocuklar Max gel oğlum Max git oğlum...
Ve birgün işyerine hırsız girdi bulabildikleri herşeyi çaldılar hatta babamın arabasını da.. arabayı aylar sonra bir arazide terkedilmiş buldular Max i de ölü...İçeri girmek için önce köpek engelini aşman gerekir,köpeği engellemen için de onu öldürmen gerekir...Önce gözlerini spreyle kör ettiler sonra Maxi yok ettiler...Bu da onun ufaklığı:
Hayatım hep köpeklerle geçti bir de ben küçükken muhabbet kuşu beslemek çok revaçtaydı herkesin en az 1 muhabbet kuşu vardı o kuşlar hep ya mavidir ya yeşil...
bizde 2 renginden de vardı...İlkokuldayken oturduğumuz ev en üst kattı penceremizin karşısında 3 uzun kavak ağacı vardı her bahar bana allerji yapardı...yan komşunun ısrarıyla her bahar budanırdı biz de ailecek her bahar ağaçlarımız yeşilliğimiz gitti diye üzülürdük neyse bir gün o ağaca sarı bir kuş kondu belli ki bir evden kaçmıştı ama muhabbet kuşu değildi yine de minikti...Babam bizim kafesi balkona koydu bir takım ıslık seslerinden sonra o sarı kuşu kafesin içine aldı,çok şaşırmıştım yaptığı şey çok imkansız ve büyülü görünmüştü 3 kuşumuz oldu diye çok sevinmiştim yeşil,mavi,sarı...mavi abimindi yeşil benim...yeni kuşun sevinciyle uyudum o gece ve sabah uyanınca il işim kafese koşmak oldu...Kafese yanaştım ve dehşete düştüm 3 kuşta oradaydı ama kafesin demirlerinden kanlar damlıyordu tüm kafes kan içindeydi dehşete düşmüştüm çığlık attım annem gözlerimi kapadı atalım o kuşu diye bağırdım babam sarı kuşu geri saldı o sarı kuştan nefret etmiştim ama o kuşun dışarı uçması gerekiyordu 2.ye kafese düşmek belki de onu deli etmişti ve hıncını mavişle yeşilden çıkarmıştı...
Birgün dışarıdan eve dönerken bir kedi gördüm Sago yu aradım birşey gördüm suratı p..şt gibi dedim:)nerede gördün dedi dedim şurda şurda çok komik bir hayvandı görsen çok gülersin tipine beni görünce çok miyavladı parendeler attı dedim o da merak ettim dedi,merak ettiysen çok gösteririm sana dedim ve telefonu kapattım eve geldim o akşam kapı çaldı kapıyı açtım o komik surat Sago nun ellerindeydi...
gitmiş içeri girer girmez tipinden anlamış ondan bahsettiğimi ve onun da çok komiğine gitmiş çok sevmiş almış getirmiş...
İlk defa bir kedim oluyordu,kediden hiç anlamam onca yıl köpeklerle haşır neşir olmuşum kedi patiler,gözünü kapar yemek yerken sorsalar sahibin besledi mi seni diye bilmem ben görmedim der nankör...ama ona öyle bir alıştım ki meğer köpek bakmak ne zahmetliymiş...kediler ne ciciymiş...Adını Kuvvetmira dan hareketle Mira koyduk,çok tatlı bir kız peri gibi gözleri masmavi ama tipi çok komik sanki her an karete yapacak gibi ...
Birgün kızımızı veterinere götürdük havalar çok sıcak tüyleri çok uzun hayvan sıkıldı dedik tüylerini kırpan adam sordu siz bunun dişi olduğuna emin misiniz?
tabi eminiz dedik 6 aylık kedimiz o bizim peri kızımız ya...çok emin olmayın dedi:)...meğer bizim ki has bir erkekmiş biz ona aylarca kızım demişiz,bize de dişi diye satmışlar.O gün tüyleri kırpılınca yeleleri gitti tipi değişti çok komik oldu tosun paşa oldu o gün mutfakta takılırken beni sandalyeden işte böyle izledi:
aynı gün iğneyi de yemişti çok dayanamadı ve bir süre sonra yanımdan ayrıldı...
gözleri maviydi büyüyünce değişti artık gözleri sarı gibi bir renk...O bir chincilla bir çeşit iran kedisi o yüzden ona mira-ı Tebrizi diyoruz:)))
ne zaman müzik açsak müziğin olduğu odaya girer geçen iranla ilgili birşeyler vardı tv de baya bir izledi resmen oturup izliyor ilgisini çekerse...o kadar çakal ki
klimanın karşısına oturuyor miraaaa dersen miraaaa diyor adını söyleyebiliyor ama miyav değil gerçekten mira diyor bizimle konuşmuyor ama abimle ve jokerle çok konuşuyor ama abime özel bir ilgisi var o gelince acayip şeyler yapıyor neler anlatıyor neler kimbilir...hiç susmuyor o ona mira dedikçe oda miraaaa diyor sonra abim sonunu uzatmadan mira diyor mira da ona hı? diyor gerçekten konuşuyor inşaallah birgün hepinize izletirim.Mira yavruyken:
by__ebru
